- çalmak
- гравировать
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
çalmak — i, e, ar 1) Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı. F. R. Atay 2) Vurarak veya sürterek ses çıkartmak Bir yandan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalmak — yere çalmak, vurmak, yenmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kampana çalmak — gemi, istasyon vb. yerlerde belirli vakitlerde çan çalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
klakson çalmak — korna çalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
nöbet çalmak — belli zamanlarda mızıka çalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönlünü çalmak — kalbini çalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bakır çalmak — bakır kapta oluşan bakır tuzları nedeniyle yemek insanı zehirlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
boru çalmak — borazan öttürmek Ellerini burunlarına boru çalar gibi götürerek kümeler arasında geçit resmi yapıyorlardı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
bozuk çalmak — argo canı sıkılmış, yüzü asılmış olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalgı çalmak — bir müzik aletini seslendirmek Şu evde ne zaman iki tel çalgı çalsak mahalleli söylemediğini bırakmıyor. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
çan çalmak — herkese bildirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük